Yemek Borusu Kanseri

 Yemek borusu kanseri, sindirim sisteminin saldırgan kanserlerinden biridir. Son yıllarda medikal ve cerrahi tedavilerdeki gelişmelerin yanı sıra, hastaya özel yapılan tedavi planlamaları sayesinde hastalığın tedavisinde çok önemli bir yol alınmıştır.

Yemek borusu kanseri, erken dönemde çoğunlukla bir belirtiye ve şikayete neden olmaz. Hastalığın en sık ve en önemli belirtisi yutma güçlüğüdür. Hastalar başlangıçta sadece sıvıları yutmakta güçlük çekerken, zamanla katı gıdalara karşı da yutma güçlüğü gelişir. Yemek borusu kanserinde görülen diğer belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

Yemek borusu kanseri için tarama testi mevcut mudur?

Ülkemizde ve dünyanın birçok ülkesinde hastalık çok sık görülmediği için rutin bir tarama programı da mevcut değildir. Aile hikayesi olan, hastalığın sık görüldüğü bölgelerde yaşayan veya diğer bazı yemek borusu hastalıklarına sahip bireylerin belli bir yaşta endoskopi yaptırmaları önerilebilir.

Yemek borusu kanseri nasıl teşhis edilir?

Yemek borusu kanserinden şüphelenilen hastalarda en uygun yöntem endoskopidir. Ucunda kamera olan bir boruyla yemek borusuna girilerek organın her yeri kolayca görülebilir, şüpheli bir yer varsa biyopsi alınabilir. Yine bu işlem sırasında tümörün yayılım derecesi değerlendirilmek istenirse endoskopik ultrasonografi yapılabilir. Tomografi, MR ve PET gibi tetkikler yemek borusu kanseri tanısı koymak için kullanılmaz. Tanı konulan hastalarda tedavi öncesinde tümörün yayılım derecesini görmek amacıyla kullanılır.

Yemek borusu kanserinde teşhisi takiben yapılması gereken ilk iş hastalığın evresinin belirlenmesidir çünkü tedavi şemasını belirleyecek olan en önemli faktör hastalığın evresidir. Evreleme için endoskopik ultrasonografi, tomografi, MR ve PET gibi tetkikler kullanılır.

Yemek borusu kanseri nasıl tedavi edilir?

Kanserin tipi ve evresi belirlendikten sonra sıra tedavi şemasının çizilmesine gelir. Yemek borusu kanserlerinin tedavisi teknoloji ve tedavi yöntemlerindeki gelişmeler sayesinde özellikle son 20 yıl içinde belirgin ölçüde değişmiştir. Geçmişte önce ameliyat yapılır, daha sonra gerekiyor ise radyoterapi ve kemoterapi gibi ek tedaviler yapılırken günümüzde artık bu tedaviler birçok hastada ameliyat öncesinde uygulanır. 
Yemek borusunun üst (boyun) bölümündeki kanserlerin ana tedavisi kemoradyoterapidir. Diğer bölümlerindeki kanserler tanı aşamasında çok ilerlemiş, karaciğer, akciğer gibi uzak organlara sıçramış ise hastaların ana tedavisi kemoterapidir.
Radyoterapi ve kemoterapi uygulaması ardından belli bir süre beklendikten sonra bu hastaların yaklaşık beşte birinde yapılan endoskopi ve radyolojik incelemelerde yemek borusu kanserinin saptanamadığı (klinik tam yanıt) ve bu hastalar ameliyat edildiğinde bir bölümünde kanserin patolog tarafından da bulunamaması (patolojik tam yanıt) yeni keşfedilen bir şey değildir. Yani başlangıçta var olan kanserin bu tedavilerin etkisi ile yok olduğu uzun bir süreden beri bilinmektedir.

Kısacası, yemek borusu kanseri tedavisinin omurgasını kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi oluşturur. Bu konuda uzmanlaşmış hekimler hastanın ve hastalığın özelliklerine göre bu tedavilerden hangilerinin hangi sırayla kullanılacağına karar verirler.

Yemek borusu kanseri ameliyatı ile ilgili ayrıntılı bilgi edinmek için cerrahi tedaviler kısmındaki "Yemek Borusu Cerrahisi" başlıklı yazıya göz atabilirsiniz.

Yemek borusu olmadan yaşanabilir mi?

İnsan yemek borusu olmadan yaşayabilir. Elbette hastanın yaşamı kalitesi asla eskisi gibi olmaz ancak çok da sıkı olmayan bazı beslenme kurallarına uyarak normal yaşantısını sürdürebilir.

Yemek borusu kanserinden kurtulmak mümkün müdür?

Evet. Ancak, tedavi sonuçlarını etkileyen birçok faktör olduğu için net bir yorum yapmak doğru olmaz. Bununla birlikte, en iyi sonuçlar erken evrede saptanmış, iyi biyolojik özelliklere sahip olan kanserlerin uygun şekilde tedavi edilmesi durumunda elde edilir.