Safra, karaciğerde üretilen bir vücut sıvısıdır. Safra sadece sindirimde önemli bir rol oynamaz aynı zamanda karaciğerde metabolize edilen maddelerin vücuttan atılımı için de bir yol oluşturur. Safra yolları adeta dev bir çınar ağacına benzer; küçük ve orta boy dallar karaciğerin içinde, büyük dallar ve gövde karaciğerin dışında yerleşiktir. Safra kesesi de karaciğer dışında yer alan safra yollarının bir parçasıdır.
Bugüne dek birçok sav öne sürülse de, bu sorunun cevabı halen net olarak aydınlatılamamıştır. Safra taşlarının da farklı tipleri mevcuttur ve her tip taşın oluşum mekanizması birbirinden farklıdır. Safra taşları, karaciğer içi veya dışında bulunan safra kanallarının herhangi bir kısmında ortaya çıkabilmekle birlikte, en sık safra kesesinde ortaya çıkarlar.
Safra çamuru ve kolesterol kristalleri, basitçe özetlemek gerekirse, safra taşı oluşmadan bir önceki basamaktır denebilir. Bunlar zaman içinde ilerleyip safra taşına dönüşebilirler veya tamamen çözünüp ortadan kalkabilirler. Bununla birlikte, safra taşına dönüşmese dahi, hem safra çamuru hem kolesterol kristalleri safra taşının yol açtığı hastalıklara yol açabilir. Bu nedenle, her ikisi de sıklıkla safra taşı gibi tedavi edilir.
Safra kesesi taşları kimlerde daha sık görülür?
Eski cerrahi kitaplarında safra taşı ile ilgili bir klişe yer alırdı: 4F (Female, Forty, Fat, Fairy). Bu kalıp, safra kesesi taşlarının sıklıkla kırk yaş civarındaki kilolu ve açık tenli kadınlarda ortaya çıktığını vurgulamak için kullanılırdı. Günümüzde bu klişe geçerli olmakla birlikte ailesel yatkınlık, obezite, gebelik, durağan yaşam tarzı, şeker hastalığı, kısa sürede çok kilo verme, bazı ilaçlar, karaciğer hastalığı gibi diğer bazı risk faktörleri de tanımlanmıştır.
Safra kesesi taşları genellikle yemek sonrası dolgunluk veya şişkinlik hissi, üst karından sırta doğru yayılan karın ağrısı, kabızlık gibi hazımsızlık şikayetlerine yol açar. Safra kesesi taşları aynı zamanda çok gürültülü bir kliniğe sahip olan acil hastalıklara da yol açabilir.
Safra kesesi taşları hangi şikayetlere yol açar?
Günümüzde tıbbi olanakların artması ile orantılı olarak insanların büyük bir kısmı ayrıntılı tıbbi tetkiklerden faydalanır hale gelmiştir. Genel inceleme amacıyla veya farklı şikayet ve hastalıklar nedeniyle yapılan incelemeler sonucunda tesadüfen safra kesesi taşları saptanabilir. Hiçbir şikayete yol açmayan ve daha önce yukarıda bahsi geçen safra taşı hastalıklarından hiçbirini tecrübe etmemiş kişilerde tesadüfen saptanan bu safra kesesi taşlarına “sessiz safra taşları” (asemptomatik kolelityazis) adı verilir.
Safra kesesi taşlarına bağlı en sık şikayetler karnın sağ üst kısmında ağrı, sağ kürek kemiğinin altına doğru yansıyan ağrı, hazımsızlıktır. Ani iltihaplanma durumlarında şiddetli karın ağrısı ve sarılık görülebilir.
Safra kesesi taşlarına bağlı şikayetler diğer birçok hastalığın şikayetleri ile karışabilir. Üst karında yerleşik organların hepsi benzer şikayetlere yol açabilir ve bazen hekim bu şikayetlerin hangi organ kaynaklı olduğunu net olarak ayırt edemeyebilir. Bu amaçla hekiminiz şüphelendiği hastalıklar açısından ek tetkikler isteyebilir.
Safra kesesi taşları nasıl teşhis edilir?
Selim safra kesesi hastalıklarında altın standart tanı yöntemi ultrasonografidir. Yan etkiye sahip olmayan, radyasyon riski taşımayan, ucuz ve kolay ulaşılabilir bir yöntem olan ultrasonografi hem safra kesesinin yapısını hem de içindeki taşların özelliklerini değerlendirmede mükemmel bir araçtır. Safra kesesi kanseri ve safra kanalı taşı şüphesi olmayan hastalarda ultrasonografi tek başına yeterlidir. Eğer bu şüpheler mevcut ise BT (Bilgisayarlı Tomografi), MR (Manyetik Rezonans Görüntüleme) ve MRKP (Manyetik Rezonans KolanjiyoPankreatografi) gibi ileri görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir.
Safra kesesi taşları nasıl tedavi edilir?
Her safra kesesi taşı tedavi gerektirmez. Safra kesesi taşlarında tedavi için mutlak gerekçe safra taşlarına bağlı şikayetlerin olması veya safra taşlarıyla ilişkili akut bir hastalık (safra kesesi iltihabı, safra yolları iltihabı, pankreas iltihabı) geçirilmiş olmasıdır. Peki hiç şikayeti olmayan ve safra kesesi taşları tesadüfen saptanan bireylere ne zaman ameliyat öneriyoruz? Bu durumları şöyle listeyebiliriz:
Safra kesesi taşlarında cerrahi tedavi nasıl yapılır?
Safra kesesi taşı nedeniyle ameliyat edilen hastalarda safra kesesi bütünüyle çıkartılır ve bu işleme “kolesistektomi” adı verilir. Kolesistektomi işlemi açık veya kapalı yöntemle yapılabilir; bununla birlikte, günümüzde selim safra kesesi hastalıkları için altın standart tedavi “laparoskopik (kapalı yöntemle yapılan) kolesistektomi” olarak kabul edilir. Kapalı yöntemler içinde klasik laparoskopik cerrahi, tek kesiden laparoskopik cerrahi (SILS) ve robotik cerrahi yer alır.
Kapalı yöntemle yapılan safra kesesi ameliyatının sonuçları mükemmeldir. Ameliyat sonrası ağrı son derece azdır ve basit ağrı kesicilerle dahi tamamen giderilebilir. Normal hayata dönüş oldukça hızlıdır. Kozmetik sonuçları mükemmeldir.
Safra kesesi ameliyatı hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için cerrahi tedaviler bölümündeki "Safra Kesesi Cerrahisi" başlıklı yazıya göz atabilirsiniz.
Safra kesesi taşlarında cerrahi dışında tedavi seçenekleri mevcut mudur?
Safra taşlarında cerrahi dışı tedavi seçenekleri de mevcuttur. Ancak, bu tedaviler sıklıkla başarısızlıkla sonuçlanır çünkü hastalığın mekanizması üzerine etkili değillerdir. Safra kesesi taşlarının oluşmasının nedeni safra kesesinin hasta olmasıdır. Bu nedenle, safra kesesi alınmadığı sürece taş üretmeye devam eder. Yine bundan dolayı, bu tedavi seçenekleri günümüzde sadece ameliyat olması mümkün olmayan hastalarda kullanılır.
Safra taşlarının eritilmesi için safra tuzları içeren ilaçlar kullanılabilir. Ancak, bu tedavinin başarılı olabilmesi için safra taşlarının saf kolesterol taşları olması gerekir. Kontakt disolüsyon tedavisi, safra kesesine bir tüp yerleştirilip bu tüp aracılığıyla safra kesesi içine taşları eritecek bir kimyasal madde enjekte ederek uygulanır. Diğer bir seçenek de taş kırma tedavisidir (ESWL – Extracorporeal Shock Wave Lithotripsy). Özel bir cihaz sayesinde vücudun dışından hedeflenmiş ultrason dalgaları verilerek taşlar kırılır.
Safra kesesi alınınca ne olur?
Safra kesesinin yokluğu ne erken ne de geç dönemde ciddi bir sorun teşkil etmez. Safra karaciğerde üretildiği ve ana safra kanalı ile bağırsağa iletildiği için, safra kesesi alınsa dahi safranın yapımı ve salınımı sekteye uğramaz. Hastalar erken dönemde bazı gıdalara karşı hassasiyet hissedebilirler; ancak, hastaların çoğunda bu durum belli süre sonra normale döner.
Safra kesesi ameliyatından sonra şikayetlerin devam etmesi normal midir?
Hayır. Bu duruma tıp dilinde “postkolesistektomi sendromu” denir. Bu durum ameliyat şikayetlerden sorumlu olan başka bir hastalığın varlığını işaret edebilir. Bunu aydınlatmak amacıyla da ek tetkikler yapılması gerekir.