Halk arasında “kıl dönmesi” olarak bilinen hastalığın tıbbi adı ile pilonidal sinüs hastalığıdır. Bir zamanlar inanıldığının aksine, doğuştan olan bir hastalık değil, sonradan edinilen bir hastalıktır. Yine inanıldığın aksine, sorun yerinde sabit duran kılların iltihaplanması değil, dökülen kılların cilde batması ve cilt altına girerek burada iltihabi reaksiyona yol açmasıdır.
Vücudun arka tarafında bulunan kılların tümü döküldüklerinde en alt nokta olan kuyruk sokumu bölgesine düşerler. Bu kıllar sürtünmenin ve basıncın etkisiyle vida ya da tirbuşon gibi dönerek cilt altındaki yumuşak doku içerisine girerler. Bu mekanizma ile sayısız kıl cilt altı yumuşak dokusu içinde birikir. Vücut bu kıllara karşı iltihabi bir reaksiyon başlatır. Sonunda içi kıllar, ölü dokular ve iltihabi sıvı ile dolu bir kist oluşur. Bu kistin basıncı giderek artar ve sonunda ciltte bir delik oluşturarak buradan dışarıya boşalır. Bu deliklere “sinüs” adı verilir.
Beyaz ırkta, 16-30 yaş arası bireylerde görülür. Erkeklerde görülme olasılığı kadınlardan 3 kat daha fazladır. Kıl yoğunluğu fazla olan kişilerde, kuyruk sokumu derin olan kişilerde, dar kıyafetler giyenlerde, çok terleyenlerde, kötü hijyenine sahip olanlarda, kilolularda, uzun süre oturmayı gerektiren meslekleri olanlarda, meslek hastalığı olarak berberlerde ve koyun kırpıcılarında daha sık oluşur.
Vücudun birçok bölgesinde kıl dönmesi hastalığı gelişebilir. En sık görüldüğü bölge ise kuyruk sokumu bölgesidir. Kuyruk sokumunda anüsten (makattan) yaklaşık 5 cm yukarıda orta hatta gözlenir. Koltuk altında, kasıklarda, göbekte, genital bölgede, nadir de olsa bacaklarda ve kollarda gözlenebilir.
Kıl dönmesinin belirtileri nelerdir?
Çoğu hastada durum sessiz ilerleyerek ileri aşamada belirti vermektedir. Kıl dönmesi hastalığı olan kişiler ilk olarak %40-50 oranında kistin iltihabı sonucu apse ile başvururlar. Apsenin belirtileri kuyruk sokumunda kızarıklık, ısı artışı, şişlik ve ağrı oluşmasıdır. Oturmada ve yürümede zorluk yaşanır. Halsizlik ve ateş görülebilir. Bu aşamada en önemli tedavi cerrahi olarak apsenin boşaltılmasıdır. Eğer sağlık kuruluşuna gidilmez ve cerrahi olarak boşaltılmaz ise derin dokulara kadar apse büyür. Bazen kendiliğinden boşalabilir. Boşalan delikten daha sonra akıntı gelmeye devam edebilir. Bu deliklere sinus denir. Apse oluşmadan ciltte milimetrik, iğne başı büyüklüğünde delikler (sinüsler) görülerek de anlaşılır. Sinüslerin içinden kılların çıktığı da gözlenebilir.
Kıl dönmesi cilt altında gittikçe büyüyebilir ve daha geniş alana yayılabilir. Tekrarlayan apselere yol açabilir. Sinus ağızlarından çıkan kötü kokulu akıntı bulunduğu bölgeyi ıslatır ve tahriş eder. Erken evrede basit yöntemlerle ameliyat olabilecekken geç kalındığında daha geniş doku çıkartılması gerektirecek ameliyatlar yapılmak zorunda kalınabilir.
Kıl dönmesi nasıl teşhis edilir?
Teşhis için fizik muayene yeterlidir.
Kıl dönmesi nasıl tedavi edilir?
Kıl dönmesinin tedavisi cerrahidir. Kıl dönmesi erken dönemdeyken başvurulursa neredeyse küçük bir müdahale diyebileceğimiz tekniklerle tedavi edilir. Tedavi hastalığın durumuna bağlıdır. Eğer hiçbir belirti ve bulgu yoksa bu aşamada etkilenen alanı kıllardan temizlemek ve hijyene dikkat etmek yeterlidir. Fakat cilt üzerinde toplu iğne başı gibi delikler varsa cerrahi tedavi geciktirilmemelidir. Cerrahi seçenekler hastaya ve hastalığa göre değişir.
Cerrahi tedaviler temelde ikiye ayrılır: Kist çıkartılmadan yapılan tedaviler ve kistin tamamen çıkartıldığı tedaviler. Kist çıkartılmadan yapılan cerrahi işlemler basit hastalığı olan hastalarda tercih edilir. Büyük bir cerrahi işlem olmadığı için hasta kısa süre içinde normal hayatına döner. Ancak, hastalığın tekrarlama olasılığı bu tedavi yöntemlerinde daha sıktır. Bu yöntemler arasında en popüler olanlar fenol ve lazer tedavisidir.
Kistin tamamen çıkartıldığı cerrahi işlemlerin birçok çeşidi vardır. Hangi hasta için hangi tedavi yönteminin daha iyi olacağına hekim karar vermelidir. Bu tedaviler herbirinde hastalığın tekrarlama olasılığı farklıdır ama her halükarda kistin çıkartılmadığı tedavilerden daha düşüktür. Ancak, bu ameliyatların bazıları büyük ameliyatlardır ve hastanın normal hayatına dönmesi oldukça vakit alabilir.
Kıl dönmesinde halen ideal tedavi yöntemi bulumamıştır. Her tedavi yönteminin artıları ve eksileri vardır. Bunları hekiminizle konuşmanız ve sonrasında size en uygun tedavi yöntemini seçmeniz en doğru yaklaşım olacaktır.