Periton (karın zarı), hem karın duvarını içten saran hem de organların üzerini örten adeta karın içi derisi diyebileceğimiz bir organdır. Karın zarı kanseri ya karın zarını oluşturan hücrelerden kaynaklanır ya da diğer organ kanserlerinin karın zarına yayılması sonucunda ortaya çıkar.
Karın zarı kanserlerinde hastalar karında şişkinlik, asit (karın içi sıvı birikimi), kilo kaybı ve karında ele gelen kitle ile başvurabilir. Ayrıca kanserin çıkış noktasına göre belirtiler değişebilmektedir.
Karın zarı kanseri nasıl tedavi edilir?
Karın zarı kanserinde uygulanacak tedavi yöntemini kanserin tipi ve yaygınlığı belirler. Doğrudan karın zarından kaynaklanan karın zarı kanserlerinde "sitoredüktif cerrahi ve HİPEK (ısıtılmış ya da sıcak kemoterapi)" altın standart tedavi olarak kabul edilir. Buna karşın, başka bir odaktaki kanserin karın zarına yayılması şeklinde ortaya çıkan kanserlerde tedavi yöntemini esas kanserin özellikleri belirler. Bu hastaların sadece bazıları sitoredüktif cerrahi ve HİPEK’ten fayda görürler.
Karın zarı kanseri tedavisi hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmek için cerrahi tedaviler bölümündekli "Sitoredüktif Cerrahi ve HİPEK" başlıklı yazıya göz atabilirsiniz.
Normal kemoterapi ile HİPEK'in farkı nedir?
Normal ya da standart kemoterapide, ilaçlar farklı yollarla uygulandıktan sonra kan akımına geçerler ve kan dolaşımı yoluyla kanser hücrelerine ulaşırlar. Buna karşın, HİPEK’te kemoterapi ilaçları karın boşluğuna verilir. Böylece kemoterapi ilaçları doğrudan tümör hücrelerine nüfuz etmiş olur. Karın boşluğuna verilen ilaçlar az ya da çok emilerek sistemik dolaşıma geçerler ancak emilerek kana geçen ilaç düzeyi asla normal kemoterapideki düzeye ulaşmaz. Bu nedenle, HİPEK sırasında çok daha yüksek ilaç dozları dahi düşük yan etki riski ile uygulanabilir. Ayrıca, HİPEK ve normal kemoterapi, hastaların çoğunda zaten birlikte kullanılır. Kemoterapi ilaçları karın boşluğuna verilirken karın içini ısıtmanın nedenleri, ısının tümörler üzerine doğrudan öldürücü etkisi olması ve kemoterapi ilaçlarının etkinliğinin artmasıdır.
Karın zarı kanseri olan her hastaya sitoredüktif cerrahi ve HİPEK uygulanabilir mi?
Hayır. Uygunluk için hasta, hastalık ve cerrahi ile ilgili kriterlerin karşılanması gereklidir. Hasta ile ilgili en önemli kriter hastanın genel sağlık durumudur. Hastanın kesinlikle böyle ağır bir cerrahi girişimi kaldırabilecek ölçüde iyi bir genel sağlık durumuna sahip olması gereklidir. Hastalık ile ilgili birkaç önemli kriter mevcuttur. Öncelikle, söz konusu olan kanser sitoredüktif cerrahi ile tedavi edilebilir tipte ve yaygınlıkta olmalıdır. Her kanser tipi sitoredüktif cerrahiden fayda görmez ve hasta gereksiz bir külfet altına girmiş olur. Ayrıca, hastalık karın içinde sınırlı olmalıdır. Eğer hastalık karın dışındaki vücut bölgelerine ve organlara (akciğer, kemik, üçten fazla karaciğer metastazı vb.) yayılmışsa, hastanın sitoredüktif cerrahiden fayda görme olasılığı ileri derecede düşüktür. Ek olarak, kanserin karın içinde yayılım derecesi ve hangi bölgeleri tuttuğu da önemlidir.
Sitoredüktif cerrahi ve HİPEK ayrılmaz bir ikili midir?
Hayır. Aslında burada ana rolü oynayan sitoredüktif cerrahidir. HİPEK, yetersiz ve uygunsuz bir sitoredüktüf cerrahiyi telafi etmek amacıyla kullanılmaz. HİPEK’in yegane amacı, azami çabaya rağmen geride kalan gözle görülür kanser odaklarını ve gözle görülmeyen serbest kanser hücrelerini yok etmektir. Hem sitoredüktif cerrahinin hem de HİPEK’in tek başına kullanıldığı durumlar da mevcuttur. Normal kemoterapinin etkinliğinin yeterli kabul edildiği hastalarda sadece sitoredüktif cerrahi uygulanabilir. HİPEK de, örneğin, tedavi edilebilir dönemi geçmiş yaygın karın içi kanserlere bağlı karın içi sıvı birikimini azaltmak için kullanılabilir.