“Robot” terimi, uygun şekilde programlandığında belli görevleri otomatik olarak yapabilen mekanik cihazları tanımlar. Canlıların yapmasının mümkün olmadığı veya ileri derecede tehlikeli olduğu bazı işlemleri yapabilme özellikleri nedeniyle robotlar zaman içinde bilimsel araştırmaların vazgeçilmez bir parçası haline gelmişlerdir. Teknolojinin ilerlemesi ve robotik sistemlerin gelişmesi ile birlikte, robotların cerrahide kullanımı gündeme gelmiştir. Başlangıçta sadece basit işlemleri yerine getirmek için planlanan ilkel robotların yerini çok daha karmaşık işlemleri incelikle uygulama kapasitesine sahip ileri derecede gelişmiş robotlar almıştır.
Aslında “robotik cerrahi” terimi yerine “robot yardımlı cerrahi” terimini kullanmak daha doğru olacaktır çünkü cerrahi işlemi yöneten ve yönlendiren bizzat cerrahtır ve robot sadece cerrahın verdiği komutları uygular. Diğer bir deyişle, robot tek başına bir ameliyatı yapamaz, sadece cerrahın yapmak istediklerini yapması için bir aracıdır.
Günümüzde kullanılan en gelişmiş cerrahi robotlar biri komutların verildiği ve biri verilen komutların uygulandığı olmak üzere iki ayrı üniteden oluşur. Dolayısıyla, “efendi-köle sistemi” prensipi ile çalışan robotlardır. Burada “efendi” rolünü “cerrah konsolu” oynar. Cerrah konsolu, cerrahın duyularını kullanarak robotu yönlendirdiği ünitedir. Bu konsolda oturan cerrah dürbün şeklindeki bir düzenekten bakarak robotik kameradan gelen görüntü sayesinde ameliyat alanını üç boyutlu olarak görür. Cerrahi, yine bu konsol üzerinde bulunan elle kullanılan iki adet cihaz ve ayak pedalları aracılığıyla robotik kamerayı ve kolları yönetir.
“Köle” rolünde ise “hasta konsolu” bulunur. Hasta konsolu, robotik kameranın ve robotun kollarının bulunduğu, verilen komutları uygulayan ünitedir. Robotun kolunun ucuna yani eline denk gelen bölgeye buna uygun bir cerrahi alet monte edilmiş haldedir; böylece farklı işlemleri yapabilen farklı kollar kullanılabilir. Hasta konsolu, tek başına hareket edemez ve çeşitli güvenlik protokollerine bağlı olarak çalışır. Örneğin, cerrah cerrah konsolundan kalktığı anda otomatik olarak devre dışı kalır.
Laparoskopik cerrahi, küçük kesilerden girilen kamera ve özel cerrahi aletler sayesinde yapılan karın ameliyatlarını tanımlayan terimdir. İşlem sırasında, öncelikle karın duvarına dış dünya ile karın boşluğu arasında bir ilişki kurmayı sağlayan ve “trokar” adı verilen boru şeklindeki aletler yerleştirilir. Boyutları ve işlevleri özel olarak tasarlanmış laparoskopik cerrahi aletleri bu trokarların içinden geçerek vücut boşluğuna ulaşır. Bu trokarların sayısı ve yerleşimleri yapılacak ameliyata özgü olarak belirlenir. Cerrah laparoskopik cerrahi aletlerini bizzat elleriyle yöneterek ameliyatı gerçekleştirir.
Robotik cerrahide ise laparoskopik cerrahi aletlerinin yerini bunlara oldukça benzer olan robotun kolları alır. Cerrah bu kolları bizzat elleriyle yönetmek yerine, yukarıda da bahsettiğim üzere, cerrah konsolu adı verilen üniteden yönetir.
Sonuç olarak, temelde robotik cerrahi de bir laparoskopik cerrahi tipidir. Zaten bu nedenle robotik cerrahi terimi yerine “robotik laparoskopik cerrahi” terimi de sıkça kullanılır.
Robotik cerrahinin avantajları görecelidir. Kıyaslama yapılan açık cerrahi ise farklı, laparoskopik cerrahi ise farklı avantajlara sahiptir. Açık cerrahi ile kıyaslandığında, laparoskopik cerrahinin sahip olduğu tüm avantajlara robotik cerrahi de sahiptir: Daha hızlı iyileşme, ameliyat sonrası daha az ağrı, daha kısa yatış süresi, daha iyi kozmetik sonuçlar.
Laparoskopik cerrahi ile kıyaslandığında ise robotik cerrahinin avantajları daha kısıtlıdır. Robotik kameranın üç boyutlu görüntü sağlaması ve dar alanda yüksek manevra kabiliyetine sahip olması, robotik cerrahinin laparoskopik cerrahiye kıyasla en belirgin avantajlarıdır. Ayrıca, çok ince bazı cerrahi işlemleri oldukça başarılı bir şekilde yapabilmesi dikkat çekicidir. Ancak bu avantajlar her cerrahi işlem için bariz bir üstünlük sağlamayabilir. Bilimsel açıdan bakıldığında, istisnalar dışında robotik cerrahinin laparoskopik cerrahiye bariz bir üstünlüğü gösterilememiştir. En önemli istisna leğen kemiği içinde derinlerde yerleşik organların (prostat, rektum, mesane, vb.) karmaşık cerrahi işlemleridir.
Robotik cerrahinin sunduğu önemli avantajlardan biri de cerrahın daha iyi fiziksel koşullarda çalışmasını sağlamaktır. Uzun süren yorucu cerrahi işlemler söz konusu olduğunda, bu avantaj dolaylı olarak hasta lehine de işleyebilir.
Robotik cerrahi, hemen tüm cerrahi branşlarda aktif olarak kullanılmaktadır. Laparoskopik olarak yapılabilen tüm cerrahi işlemler aynı zamanda robotik olarak da yapılabilir. Yemek borusu, mide, bağırsaklar, karaciğer, safra yolları, pankreas, dalak, böbrek, idrar yolları, mesane, prostat, kadın üreme organları ile ilgili cerrahi işlemlerin çoğu robotik olarak gerçekleştirilebilir.