Tüm cerrahi girişimler hastalar için psikolojik ve fiziksel bir travmadır. İlgili bilim insanları cerrahinin hastada oluşturduğu bu travmanın şiddetini asgari düzeye indirmek için uzun zamandır etkin bir çözüm arayışı içindedirler. Bu sayede cerrahi teknik ve teknolojide elde edilen gelişmelerle birlikte, “minimal invaziv cerrahi” kavramı doğmuştur. Klasik cerrahi girişimlerle kıyaslandığında, minimal invaziv cerrahi girişimlerde dokulara çok daha az zarar veren teknikler ve enstrümanlar kullanılır.
Günümüzde artık cerrahinin hemen tüm branşlarında minimal invaziv cerrahi kavramı yerleşmiştir. “Laparoskopi” terimi, karın içinin bir kamera veya endoskop ile incelenmesi anlamına gelir. Laparoskopik cerrahinin hem tıbbi dilde hem de halk dilinde kullanılan birçok farklı ismi mevcuttur: endoskopik cerrahi, kapalı ameliyat, kansız ameliyat, deliklerden yapılan ameliyat, vs. Teorik olarak hemen tüm karın ameliyatları laparoskopik olarak da yapılabilir ancak pratik uygulamada bu çok geçerli değildir.
Laparoskopik cerrahi nasıl yapılır?
Karnı kapalı bir kutu gibi düşünün. Bu kutunun kapağını açmadan küçük deliklerden girerek kutunun içinde bazı işlemler yapmak istiyorsunuz. Bunun için öncelikle o kutunun içinde size hareket alanı sağlayacak bir boşluk oluşturmalısınız. Bu nedenle tüm laparoskopik cerrahi işlemlerin ilk aşamasını karın boşluğunun bir gaz ile şişirilmesi oluşturur. Böylece karın duvarı çadırlaşır ve cerrahın çalışması için yeterli bir alan oluşur. Bu amaçla en sık kullanılan gaz karbondiyoksit gazıdır. Özel ekipman sayesinde, gaz alışverişi dinamik şekilde devam eder ve karın içindeki basınç ameliyat boyunca istenilen düzeyde kalır.
Karın içinde yeterli alan oluştuktan sonra, trokar adını verdiğimiz cerrahi aletler yerleştirilir. Bunlar aslında bir ara yüz vazifesi gören ince borulardır. Trokar karın duvarında sabit bir şekilde durur ve laparoskopik işlemin yapıldığı aletler trokar içinden geçirilerek karna sokulur. İlk trokar laparoskopun yani kameranın girdiği trokardır. Laparoskoplar yüksek çözünürlükte iki boyutlu görüntü sağlarlar. Görüntü teknolojisindeki gelişmelerle birlikte, üç boyutlu ve ileri derecede yüksek çözünürlükte görüntü veren laparoskoplar da kullanıma sunulmuştur. Laparoskoptan gelen görüntü cerrahi ekibin karşısında duran bir mönitöre yansır ve ekip ameliyat alanını buradan görerek ameliyatı gerçekleştirir. Kamera eşliğinde yerleri ve boyutları yapılacak cerrahi işleme uygun olarak planlanan diğer trokarlar yerleştirilir. Laparoskopik el aletleri aslında açık cerrahide kullanılan cerrahi aletlerin bir minyatürü gibidir.
Laparoskopik cerrahinin tipleri nelerdir?
Laparoskopik cerrahi, ana prensipleri sabit olmakla birlikte, birçok farklı yöntemle uygulanabilir. Tek kesiden laparoskopik cerrahide (SILS – Single Incision Laparoscopic Surgery) tüm laparoskopik el aletleri tek bir kesiden karna girilir. Bu kesi genellikle göbeğin içinde yapılır ve 2 cm civarındadır. En önemli avantajı kozmetik açıdan çok iyi sonuçlara sahip olmasıdır. Ancak, çeşitli teknik nedenlerle her laparoskopik ameliyatı yapabilmek için uygun bir yöntem değildir. Genellikle klasik laparoskopik cerrahiye bariz bir üstünlüğü yoktur.
Doğal açıklık cerrahisi (NOTES – Natural Orifice Transluminal Endoscopic Surgery), karna giriş için doğal açıklıkların kullanıldığı laparoskopik cerrahi tipidir. En sık kullanılan giriş yolu vajinadır. Vajinanın üst ve arka kısmında yapılan bir kesiden karın boşluğuna ulaşılır. Bunun için tasarlanmış uzun laparoskopik cihazlar kullanılarak cerrahi işlem gerçekleştirilir. Henüz gelişme aşamasında olan bir yöntemdir.
Robotik laparoskopik cerrahide ise yerleştirilen trokarlardan robotik kollar geçirilir. Robotik kollar, cerrah tarafından bir konsol vasıtasıyla yönetilir. Yukarıda bahsi geçen tüm laparoskopik yöntemler, robotik olarak da uygulanabilir. Robotik cerrahi hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen “Robotik Cerrahi” başlıklı yazıyı okuyunuz.
Laparoskopik cerrahiyi farklı kılan özellikler nelerdir?
Laparoskopik cerrahinin avantajları denildiği anda hemen o meşhur üçlü sayılır: Az ağrı, kısa yatış süresi, iyi kozmetik. Karın ameliyatlarındaki ağrının en önemli nedeni karın duvarındaki kesi veya kesilerdir çünkü iç organların ağrı hissi sınırlıdır. Dolayısıyla, bir karın ameliyatında ne kadar az kesi varsa ve bu kesiler ne kadar küçükse, ağrı da o kadar az olur. Laparoskopik cerrahi, karın içindeki doğal ortamı asgari düzeyde etkilediği için, hızlı bir iyileşme süreci sağlar. Laparoskopik cerrahinin kozmetik sonuçları mükemmeldir. Laparoskopik cerrahide kullanılan kesilerin uzunluğu 5 ila 15 mm arasında değişir ve bu kesiler genellikle vücudun doğal çizgilerine paralel şekilde yapılır.
Uzun dönemde de laparoskopik cerrahinin belirgin bazı avantajları mevcuttur. Karın içi ameliyatlardan sonra karın içinde yapışıklıklar gelişebilir. Bu yapışıklıklar bazen bağırsakların tıkanmasına yol açabilir. Yapılan bilimsel çalışmaların çoğu ameliyat sonrası yapışıklıkların sıklık ve şiddet açısından laparoskopik cerrahi daha az görüldüğünü göstermiştir. Ayrıca, karın duvarındaki kesi bariz bir şekilde daha büyük olduğu için açık cerrahiye bağlı kesi yeri fıtığı oluşumu daha sıktır ve oluşan fıtıklar daha büyüktür.
Laparoskopik cerrahinin dezavantajları nelerdir?
Laparoskopik cerrahide öğrenim eğrisi nispeten uzundur. Özellikle ileri düzey laparoskopik cerrahi işlemler sadece bu konuda belli bir olgu hacmine ve tecrübeye ulaşmış cerrahlar tarafından uygulanabilirler.
Tüm karın ameliyatları laparoskopik olarak yapılabilir mi?
Günümüzde karın ameliyatlarının hemen hepsi laparoskopik olarak yapılabilmektedir. Ancak, bir karın ameliyatının laparoskopik olarak yapılabilirliği cerrahın deneyimine ve merkezin olanaklarına göre değişiklik gösterebilir.
Kanser ameliyatları laparoskopik olarak yapılabilir mi?
Evet. Laparoskopik cerrahi ile ilgili deneyimin artması ile birlikte, kanser ameliyatlarının dahil olduğu birçok ameliyat laparoskopik olarak yapılabilir hale gemiştir. Güncel bilimsel çalışmalar, laparoskopik olarak yapılan kanser ameliyatlarının kısa ve uzun dönem sonuçları açık cerrahi ile benzer olduğunu bildirmektedir. Dolayısıyla, “Açıp güzelce temizlemek lazım.” kalıbı doğruyu yansıtan bir kalıp değildir. Açık cerrahide karın içinde hangi işlemler yapılıyorsa, laparoskopik cerrahide de aynı işlemler yapılır.
Laparoskopik cerrahide hastanede yatış süresi neden kısadır?
Karın ameliyatı olan bir hastanın taburcu olabilmesi için bazı şartların yerine gelmesi gerekir. Hastanın ağızdan beslenebilmesi ve tuvalete çıkabilmesi, güçlü ağrı kesiciler gerektiren bir ağrısının olmaması, güçlü antibiyotikleri gerektiren bir enfeksiyonu olmaması bunların arasında en önemli olanlardır. Yukarıda bahsi geçen nedenlerden dolayı, laparoskopik cerrahi sonrasında hastalar hızlıca bu şartları doldurur hale gelirler ve bu nedenle genellikle kısa süre içinde taburcu olurlar.